Kurtulmuş: Allah’ın izniyle tarihin çöplüğüne atacağız
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Hiçbir formda rastgele bir provokasyona mahal vermeksizin, bu işin suiistimal edilmesine fırsat vermeksizin güçlü bir biçimde bu süreci tamamlayacağız ve artık 40 yılımıza mal olan, 40 bine yakın insanımızın hayattan koparılmasına neden olan, sizlerin ciğerpareniz, evlatlarınız, eşleriniz ve çocuklarınızı hayattan koparmış olan bu terör belasını, terör fitnesini Allah’ın müsaadesiyle tarihin çöplüğüne atacağız” dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis’teki Merasim Salonu’nda şehit aileleri ve gazilerle iftarda bir ortaya geldi. Programa; Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da katıldı. İftar yemeğinin akabinde birinci konuşmayı Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler gerçekleştirdi. Bakan Güler, Türkiye’nin savunma ve güvenliğinin sağlanmasındaki en büyük hissenin şehit ve gazilere ilişkin olduğunu belirtti ve terörle çabada hayatını kaybeden şehitlerin kanının asla yerde kalmayacağını söyledi. Bakan Güler, “İcra ettiğimiz her faaliyette; onlardan devraldığımız mirasa sahip çıkma ve bu kutsal emaneti gelecek jenerasyonlara daha müreffeh ve inançlı bir halde aktarma sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Bildiğiniz üzere 27 Şubat günü yayınlanan bildiriyle; terör örgütü, silahları bırakma ve örgütü lağvetmeyle ilgili bir talimat almıştır. Yapılan davet dikkatli bir formda incelenmelidir. ‘Ateşkes’ üzere metinde yer almayan konular gündeme getirilerek baş karışıklığı yaratılmaya çalışılmamalıdır. Şunu çok açık bir biçimde söz etmek isterim ki; sürecin sabote edilmesine ve uzatılmasına asla müsaade edilmeyecek, temkinli, akılcı bir yaklaşım temel alınacaktır. Şu konuya bilhassa dikkatlerinizi çekmek istiyorum; bugün değerli bir süreç yaşanıyor ve tarihi bir adım atılacaksa; uyuşmazlıkların tahlili, aldatılmış olanların kazanılması, terörü türlü mazeretlerle emelleri doğrultusunda kullananların emellerine bir son verilmesi durumuna gelinmişse; bu ağır bir bedel karşılığında olmuştur. Bu bedelin asıl yükü, şehit ve gazilerimiz ile onların saygıdeğer aileleri tarafından yüklenilmiştir. Onlara minnettarlığımız bakidir ve sözlerle anlatılmayacak kadar da derindir” tabirlerini kullandı. Bakan Güler ayrıca, terör örgütü PKK’nın baskıları karşısında boyun eğmeyen ve devletin yanında duran bölge halkına şükranlarını sunduğunu söyledi.
‘KAMUDAKİ İSTİHDAM HAKKI KAPSAMINI GENİŞLETTİK’
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise bakanlığın şehit aileleri ve gazilere yönelik yürüttüğü hizmetleri anlatarak, “Şehitlerimizin siz değerli aileleri ve gazilerimizin her daim yanındayız. Eğitimden sıhhate, istihdamdan ulaşıma pek çok alanda hizmetlerimizi büyük bir özveriyle sürdürüyoruz. Bu doğrultuda attığımız en değerli adımlardan biri, kamudaki istihdam hakkı kapsamının genişletilmesidir. Böylelikle bugüne kadar 50 bin 630 şehit yakını, gazi ve gazi yakınlarının istihdamını sağladık. Bu ay içerisinde yapacağımız yeni bir atamanın da muştusunu sizlerle paylaşmak isterim. Öteki yandan terör mağduru sivil vatandaşlarımızın, şehitlerimizin değerli anneleri ve babalarının kuralsız aylık hakkından yararlanmalarını sağladık. Bunun yanı sıra yaptığımız ziyaretler ile şehit yakını, gazi ve gazi yakınlarımızın yanlarında olmaya uğraş ettik. Gazilerimizin ve şehit yakınlarımızın ulaşım gereksinimlerini da kolaylaştırdık. Geçtiğimiz yıl Türk Hava Yolları (THY) ve AJET ile yaptığımız iş birlikleriyle havayolu ulaşımından yüzde 50 indirim imkanı sağladık. Sıhhat alanında öncelikli randevu alma imkanı sunduk” diye konuştu.
‘BİRLİK VE BERABERLİK İÇERİSİNDE İLERİYE ATILMAK ÖZELLİKLERİMİZDEN BİRİDİR’
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, şehit ve gazilerin ulusal kimlik ve hafızanın oluşmasında kıymetli bir rol üstlendiğini ve taşıyıcıları olduğunu söyledi. Kurtulmuş, “Şehitlik ruhu üzerinden cihan şümül bir cengaverlik ortaya konulmuştur ki, bugün dünyanın birçok yerinde Türk şehitlikleri vardır. İzlerimiz, ecdadın, büyüklerimizin ve şehitlerimizin izleri dünyanın her yerinde vardır ve çok şükür ki onları koruyabiliyoruz. Bu şehitlik ruhu birlik ve beraberliğimizi 7 düvele karşı koruyabilmemizi de sağlayacak olan en kıymetli ögelerimizden biridir. Ecdadımız cihat meydanlarına girerken, orada 10 metre ötedeki düşman askerinin üstüne, ‘Ya Allah’ diye giderken, ‘Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim’ inancıyla gitmişlerdir. Birebir formda 15 Temmuz gecesinde de Ankara başta olmak üzere ülkemizin birçok yerinde; caddeleri ve sokakları dolduran milyonlarca insanımıza açılan ateşe karşı yumruklarını ortaya koyarak, ‘Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim’ diyerek ortaya atılmışlardır. Düşmandan korkmamak, düşmanın fitnesinden korkmamak, birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuz sürece daima ileriye atılmak bizim özelliklerimizden biridir” dedi.
‘HERKESİN ULUSAL KİMLİK İÇERİSİNDE BİR ORTAYA GELDİĞİ TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ’
Türkiye’nin uzun müddettir terörle uğraş ettiğini kaydeden Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bu çabada hiç elbet terör örgütlerinin ardında ki yabancı güçlerin ve devletlerin dayanaklarının olduğunu biliyoruz. Her türlü takviyesi sağladıklarını da biliyoruz. Şu anda dünya da yeni bir periyoda giriliyor. Bu periyodun çok büyük gelişmelere hamile olduğunu, yeni birtakım türbülansların ortaya çıkacağını ve bilhassa bizim içinde bulunduğumuz bu coğrafyada; kuzeyde Rusya ve Ukrayna, güneyde İsrail’in yayılmacı siyasetleri, bir tarafta Kafkaslar, bir tarafta Doğu Akdeniz, bu türlü bir coğrafyada; Türkiye’nin güçlü olmaktan, ayakları yere sağlam bir biçimde basmaktan diğer bir bahtı yoktur. Bütün bu müktesebatımız, ulusal birikimimiz içerisinde bundan sonraki devirde; inanın ki dünyanın en çok prestijli ülkelerinden birisi Türkiye’miz olacaktır ve bu yolda yürümeye devam ediyoruz. Güçlü olmak için öncelikli olarak iç kaleyi tahkim etmek durumundayız. Bu çerçevede 85 milyon milletimizin, nasıl Çanakkale Şehitliğine gittiğinizde; Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Çerkez’i, Acem’i ve yalnızca 780 bin kilometre karelik Türkiye Cumhuriyeti hudutlarından değil tıpkı vakitte geniş gönül coğrafyamızdan da insanların var olduğu, millet olarak var olduğumuz o çaba verildiyse, bugün de bu memlekette her birimizin eşit olarak bir ortada, birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuz bir Türkiye’yi inşa etmek boynumuzun borcudur ve herhalde sanırım ki şehitlerimize karşı da bir vefa borcumuzdur. Türkiye’de hiç kimsenin kendisini ötekileşmiş hissetmediği, ulusal kimlik ve havza içerisinde bir ortaya geldiği bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız.”
‘GÜÇLÜ BİR ŞEKLİDE BU SÜRECİ TAMAMLAYACAĞIZ’
Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye maksadının ortak bir gaye olduğunu vurgulayarak, “Bu yeni periyotta uzun yıllar emperyal projenin bir kesimi olarak kimi dış güçlerin etkisinde kalmış olanlar, silahlarını ilanihaye bırakarak, örgütsel faaliyetlerini ilanihaye yok ederek; bu ulusal kimlik ve ulusal hafıza içerisinde ezeli ve ebedi kardeşlik anlayışı içerisinde tıpkı potanın içerisinde bir ortaya gelecektir. Ümit ediyoruz ki; Türkiye, güçlü Türkiye istikametinde; eğitimde, kültürde, sanatta, endüstride, teknolojide, milletlerarası alanda ve diplomasi alanında attığı adımları pekiştirecek, tamamlayacak, içeride de terörsüz bir Türkiye olma gayesi için yoluna devam edecektir. Hiçbir formda rastgele bir provokasyona mahal vermeksizin, bu işin suiistimal edilmesine fırsat vermeksizin güçlü bir biçimde bu süreci tamamlayacağız ve artık 40 yılımıza mal olan, 40 bine yakın insanımızın hayattan koparılmasına neden olan, sizlerin ciğerpareniz, evlatlarınız, eşleriniz ve çocuklarınızı hayattan koparmış olan bu terör belasını, terör fitnesini Allah’ın müsaadesiyle tarihin çöplüğüne atacağız. Böylelikle bir daha Türkiye topraklarında, hatta daha tezli bir şey söyleyeyim; yakın coğrafyamızda terör örgütleri üzerinden birilerinin varolluk yapmasına fırsat vermeyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
