Başkan Erdoğan imzayı attı! GÖKBEY helikopteri envanterde
Son dakika haberi… Cumhurbaşkanı Erdoğan, TUSAŞ Merkez Yerleşkesi’nde ‘T625 Gökbey Helikopter Teslimat Töreni’nde konuştu. TUSAŞ’taki merasim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iştirakiyle gerçekti. Yerli ve Ulusal genel amaç helikopteri GÖKBEY envantere girdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Burada şunu büyük bir iftiharla söylemek isterim: Şehitlerimizin yakınlarının vakar, sabır ve metanetini gördükçe, nasıl asil bir milletin ferdi olduğumuzu çok daha düzgün anlıyoruz.
Aynı formda TUSAŞ çalışanlarımızın, yaşadıkları terör saldırısına karşın dik ve dirayetli duruşu, her türlü takdirin üzerindedir.
“Hainlere inat; daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz” diyerek bu milletin yiğitliğini, yüreğini ve korkusuzluğunu tüm dünyaya bir daha gösteren TUSAŞ’ın siz kahramanlarına, Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, ülkem ve milletim ismine teşekkür ediyorum. Buradaki her bir arkadaşımın şehitlerimizden devraldığı emaneti, layıkıyla taşıdıktan sonra inşallah gelecek kuşaklara çok daha güçlü bir formda devredeceğinden asla kuşku duymuyorum.
Şunun da bilinmesinde yarar görüyorum: Bu cins hain hücumlar, bizim terörle çabadaki azim ve kararlılığımızı asla kıramaz, geriletemez, bizi yolumuzdan geri çeviremez.
Ülkemize yönelik terör tehdidini kaynağında bertaraf etme noktasında asla rehavet içine girmeyiz. İster hudutlarımız içinde, ister sonlarımız ötesinde olsun, nerede ülkemize yönelik bir tehdit ögesi tespit edersek, ortadan kaldırmaktan bizi kimse alıkoyamaz. Bunun için uhdemizde bulunan tüm imkanlardan, tüm araçlardan, terörü sona erdirecek her türlü vasıtayı devreye almaktan da çekinmeyiz.
BAŞKAN ERDOĞAN ŞEHİT MÜHENDİS ZAHİDE GÜÇLÜ’NÜN İSMİNİ YAZDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, GÖKBEY helikopterine attığı imzasının yanına TUSAŞ akınında şehit olan Mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin ismini yazdı.
Son yıllarda yeni terörle gayret konseptimiz sayesinde bölücü terör örgütüne çok ağır darbeler indirdik. Hudutlarımız ötesinde yuvalanan teröristlere nefes aldırmıyoruz. Pençe-Kilit Harekatıyla Irak hududumuzun güvenliğini tahkim ediyoruz. Suriye’ye gerçekleştirdiğimiz operasyonlarımızla da güneyimizdeki terör yapılanmasını hudut kentlerimizden uzaklaştırdık. Terörün olmadığı bir ülke ve bölge maksadımıza ulaşana kadar, inşallah, bu çabayı çok boyutlu formda devam ettireceğiz.
Elbette bunu yaparken, terör baronlarının ve onları taşeron olarak kullanan işverenlerinin oyununa gelmeyeceğiz. 40 yıllık deneyimimiz bize terörün asıl gayesinin milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini dinamitlemek olduğunu öğretmiştir. Bunun önüne lakin, iç cephemizin direncini artırarak geçebiliriz. 85 milyon birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde asırlardır olduğu üzere inşallah daha kaç yüzyıllar boyunca bu topraklarda yan yana barış ve huzur içinde yaşayacağız.
TUSAŞ çalışanlarımızın bir bahiste gönüllerini ferah tutmalarını istiyorum. Bu çeşit kalleş ve hain hareketler, bölücü örgütün unutmayın son çırpınışlarıdır. Ne bölgemizin ne de ülkemizin geleceğinde teröre, şiddete asla yer yoktur ve olmayacaktır. Devletimiz katil sürülerinden de bunların tasmasını elinde tutan ağababalarından da daha güçlüdür; hepsinin hakkından gelecek, hepsini tepeleyecek kudret ve kuvvete Allah’ın müsaadesiyle ziyadesiyle sahiptir. Suriye ve Irak’taki terör yuvalarını bölücü alçakların başlarına geçirerek, şehitlerimizin kanını yerde koyamadık.
Şu an çatısı altında olduğumuz TUSAŞ, Türk savunma endüstrinin nasıl badireler atlattığının, hangi zorluklarla, hangi pürüzlerle karşılaştığının en canlı şahitlerinden biridir. Cumhuriyetimizin birinci yıllarında Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı sanayi atılımında savunma endüstrimiz de bulunmaktaydı. Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre, Nuri Demirağ, Nuri Killigil üzere müteşebbislerin çabalarını bugün bile hayranlıkla hatırlıyoruz. Fakat bu vizyoner uğraşların, içeriden ve dışarıdan birileri tarafından nasıl akamete uğratıldığını da hepimiz çok yeterli biliyoruz.
Türkiye, çok erken başladığı, birinci etapta çok kıymetli ara de aldığı bu yarıştan maalesef kopartılmıştır. Savunma sanayii alanında ülkemiz neredeyse büsbütün dışa bağımlı hale gelmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtında, dışa bağımlı olmanın sakıncalarını hem de acı bir formda deneyim ettik. Evvel tehditle başlayan, akabinde ambargoyla devam eden süreç, ülkemiz için kendi kendine yeten bir savunma sanayiinin kıymetini göstermişti.
Halkımızın takviyesiyle kurulan silahlı kuvvetlerimizi güçlendirme vakıfları eliyle hayata geçen ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN, sonrasında ROKETSAN üzere kurumlar bu sürecin eserleridir. Merhum Erbakan Hocamızın bu kurumların ülkemize kazandırılmasında hakikaten emsalsiz katkıları olmuştur.
1985 yılında merhum Turgut Özal’ın Başbakanlığı periyodunda Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme Yönetimi Başkanlığı kuruldu. 2004 yılındaki Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısı, ulusal savunma endüstrimiz açısından bir dönüm noktası teşkil etti. Bundan sonra dışarıdan hazır alımlar, bütün bunların yerine muhtaçlığımız olan eserleri yerli ve ulusal imkanlarla geliştirmeye, yerelden temin etmeye tartı verdik. Bunun müspet sonuçlarını da gördük ve görüyoruz.
Uyguladığımız siyasetlerle yüzde 20’lerde olan savunma sanayii yerlilik oranı, bugün yüzde 80’leri geçti. Nereden nereye… Bini aşkın yerli savunma sanayii projesi ve 100 milyar dolarlık proje portföyü ile bu alanda kendi kendine yeten bir ülke pozisyonuna geldik. Savunma sanayiimiz 3 bin 500’ü aşkın firması ve 90 bini aşkın çalışanıyla Türkiye iktisadına en yüksek katkıyı veren dallar ortasında yer alıyor.
”İHA PAZARINDA DÜNYANIN EN BÜYÜK ÜRETİCİSİYİZ”
İnsansız hava aracı pazarında dünyanın açık orta en büyük üreticisiyiz. 2018’den bu yana dünya genelindeki silahlı İHA satışlarının yüzde 65’ini TUSAŞ’ın ortalarında olduğu Türk şirketleri gerçekleştirdi. Bakınız… Daha evvel bize silah verenler, attığımız kurşunların çetelesini tutardı, kimi vakit da bunun hesabını sorardı.
Teröre karşı yürüttüğümüz gayrette daima pürüzlerle karşılaşırdık. Hamdolsun artık kendi geliştirdiğimiz silahları kullanarak tüm bu meseleleri aştık, aşıyoruz. Artık İHA’mız var, SİHA’mız var, AKINCI’mız var, KIZILELMA’mız var… Ulusal güvenliğimize dair mevzularda adım atarken, artık kimsenin icazetini aramıyoruz. Artık sen ne dersin diye sormuyoruz. Alışılmış bununla yetinmeyeceğiz. Önümüzdeki periyotta İHA ve SİHA’ların yanı sıra, insansız ve otonom deniz araçlarından denizaltı platformlarına ve uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının geliştirilmesine tartı vereceğiz.
”ONLARIN ‘DEMİR KUBBE’Sİ VARSA BİZİM DE ‘ÇELİK KUBBE’MİZ OLACAK”
Katmanlı hava savunma sistemlerimizin güvenliğimiz açısından ne kadar hayati ehemmiyette olduğu bugün çok daha uygun anlaşılıyor. Terörist sızmaların engellenmesinden hasım ögelerden gelebilecek taarruzların önlenmesine birçok asimetrik tehdidin bertaraf edilmesinde katmanlı hava savunma sistemlerimizin güçlendirilmesine gereksinimimiz var. Artık Çelik Kubbe’yi yapacağız. Bunlara bakarak bizde niçin yok demeyeceğiz. Bu süreçte uzun menzilli füze kabiliyetlerimizi de artıracağız. Dosta itimat aşılayan, düşmanlara kaygı salan bir caydırıcılığa ulaşıncaya kadar hiçbir alanı ihmal etmeden daima birlikte çalışacağız.
Onların ‘Demir Kubbe’si varsa bizim de ‘Çelik Kubbe’miz olacak. Bizde niçin yok demeyeceğiz, bu süreçte uzun menzilli füze kabiliyetlerimizi de artıracağız.
“OYUN DEĞİŞTİREN PROJELER ORTAYA ÇIKIYOR”
Ülkemizin havacılık ve uzay sanayii çalışmalarındaki öncü kuruluşu olan TUSAŞ; son yıllarda geliştirdiği eserlerle yalnızca güvenlik ünitelerimizin değil, dost ve kardeş ülkelerin de kapasitesini güçlendirdi. TUSAŞ’ımızın göğsümüzü kabartan projelerinin sırrı, kurumlarımız ortasında giderek artan yakın iş birliği ve uyumdur. Kurumlarımız ortası eşgüdüm ve anlayış birliği güçlendikçe, işte bugün burada olduğu üzere oyun değiştiren projeler ortaya çıkıyor.
“ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARINI ŞAD EDECEĞİMİZE İNANIYORUM”
Şunu bir kere bilhassa vurgulamak isterim. 2013 yılında tasarım, geliştirme ve test faaliyetleri başlayan GÖKBEY helikopterimizle ne kadar iftihar etsek azdır. Natürel GÖKBEY’in öyküsünü bizim için daha manalı ve özel kılan, Şehit Mühendis Zahide Güçlü Ekici’nin bu projede yer almasıdır. Merhum ZAHİDE kardeşimiz, 2021 yılından itibaren Helikopter Alt Sistem Yerlileştirme ve Tedarik ünitelerinde önder mühendis olarak çalışmıştır. Bugün, Jandarma Genel Komutanlığımıza teslim edeceğimiz GÖKBEY helikopterimizle inşallah Zahide kardeşimizle birlikte başka şehitlerimizin de ruhlarını şad edeceğimize inanıyorum.
“GÖKBEY’LER JANDARMA’NIN ELİ AYAĞI OLACAKTIR”
GÖKBEY’ler, Jandarma Genel Komutanlığımızın işçi taşıma, kargo, hava ambulans, arama-kurtarma ve eğitim faaliyetlerinde adeta eli ayağı olacaktır. GÖKBEY helikopterimizin bugün birinci teslimatını gerçekleştiriyoruz. Seri üretim mukavelesi kapsamındaki 2 adet helikopterin de teslimatları da yıl sonuna kadar yapılacak.
2026 YILINDA 20 GÖKBEY TESLİM EDİLECEK
Buna ek olarak; Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza 7 adet, Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza 4 adet, Jandarma Genel Komutanlığımıza 3 adet, Emniyet Genel Müdürlüğümüze 3 adet, Kıyı Güvenlik Komutanlığımıza 3 adet olmak üzere, toplamda 20 adet GÖKBEY helikopterinin teslimatı 2026 yılı içinde tamamlanacak. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın gereksinimleri için ek 57 adet GÖKBEY helikopterinin seri üretimine yönelik planlamalar devam ediyor.
Bununla birlikte, 2026 yılı başından sonra halihazırda Sağlık Bakanlığı için üretimi devam eden ambulans helikopterler de teslim edilecek. Önümüzdeki devirde 100’den fazla GÖKBEY gereksinimine yönelik tedarik planlaması sürüyor.
Öte yandan TEI firmamız tarafından geliştirilen TS1400 motoru ile GÖKBEY helikopterimizin birinci uçuşu 2023 yılında gerçekleştirildi. 2028 yılından itibaren GÖKBEY helikopterlerimizin teslimatlarını inşallah bu motorumuzla yapacağız.
“HAİNLERE İNAT DAHA FAZLA ÇALIŞACAĞIZ”
Her vakit söylüyorum; bugün tekrar üzerine basa basa söz ediyorum. “Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye” hayalimizi gerçeğe dönüştürünceye kadar bize durmak, dinlenmek, nefeslenmek yok. Hainlere inat daha fazla çalışacağız, alçaklara inat daha fazla üreteceğiz, emperyalistlere inat daha fazla geliştireceğiz, içerdeki ve dışardaki bedhahlara inat çok daha ileri pozisyonlara geleceğiz. Türkiye yüzyılını inşa edene kadar azimle, sabırla ve kararlılıkla uğraşımızı sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.
Bu kanılarla teslimatı gerçekleşen birinci GÖKBEY Helikopterimizin Jandarma Genel Komutanlığımız başta olmak üzere, ülkemize ve savunma endüstrimize tekrar iyi olmasını diliyorum. Proje kapsamında misyon alan Savunma Sanayii Başkanlığı’nın ve TUSAŞ’ın değerli çalışanlarını tebrik ediyorum. Kalleş terör hareketinde şehit olan kahramanlarımıza tekrardan Allah’tan rahmet niyaz ediyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Hepinize sevgilerimi, hürmetlerimi sunuyorum.
GÖKBEY ENVANTERE GİRDİ
TUSAŞ tarafından geliştirilen çok gayeli ulusal helikopter T625 GÖKBEY, bugün Jandarma Havacılık Komutanlığı envanterine katıldı. GÖKBEY, Türk güvenlik güçlerinin hafif genel gaye helikopteri gereksinimini karşılayacak.
GÖKBEY, ABD imali UH-1 helikopterlerinin yerini alacak ve 12 yolcu kapasitesi, 306 km/sa azami sürat ve 5+ saat havada kalış mühleti ile dikkat çekiyor.
EN KUVVETLİ İKLİM VE COĞRAFYALARDA MİSYON YAPABİLECEK
Bugün Jandarma Genel Komutanlığı’na teslim edildi. T625 GÖKBEY, geniş misyon yelpazesine sahip olmasından dolayı taşıma, VIP, kargo, hava ambulans, arama kurtarma ve kıyı ötesi taşıma misyonlarında bulunabilecek.
GÖKBEY YERLİ VE ULUSAL MOTORLA UÇUYOR
Yerli ve yabancı muhtaçlık sahibi kullanıcılar için GÖKBEY helikopteri, misyonlarını en kuvvetli iklim şartları ve coğrafyalarda dahi yüksek irtifa ve sıcaklıkta, gece ve gündüz şartlarında ulusal TS1400 turboşaft motorlarıyla de aktif formda icra edebilecek. 6 ton toplam kalkış tartısına, 12 yolcu kapasitesine, 306 kilometre/saat azami hıza, 20 bin fit servis tavanına 3,8+ saat havada kalış müddetine sahip GÖKBEY, harici yakıt tankıyla 5+ saat havada kalabiliyor ve azami 948 kilometre menzile ulaşabiliyor.
